Göz Kuruluğu “Kuru Göz Sendromu” Tedavisi
Göz Kuruluğu Artık Lazerle Tedavi Edilebiliyor.
Gözümüzü her kırpışımızda gözyaşımız gözümüzü yıkar ve berrak bir yüzey oluşturur. Refleks gözyaşı ise; göze yabancı cisim, kimyasal madde temas ettiğinde veya duygu değişimlerinde (sevinç-üzüntü) oluşur.
Gözyaşının yetersiz kaldığı durumlar oftalmolojide “Kuru Göz Sendromu” olarak adlandırılır. Kuru Göz Sendromu, göz hekimlerinin en sık karşılaştığı ve tedavi ettiği hastalıklar arasındadır.
Gözyaşı, gözün yüzeyini pürüzsüz hale getirdiği için oksijen geçişini sağlayarak korneanın beslenmesini sağlar. Her kırpışımızda, göz kapakları gözyaşını kornea yüzeyine yayar ve göz pınarı olarak bilinen gözün köşesindeki iki küçük boşaltım kanalına ve buruna doğru iter.
Göz kuruluğu son yıllarda kişilerin çok sık karşılaştığı, son derece rahatsız eden ve çok fazla kişide görülen bir problem olmaya başladı. Bu artışta başı çeken etkenler; uzun süreli lens kullanımı, ofis veya evlerdeki havalandırma şartları, bilgisayar kullanımı ve değişen hava koşulları…
Bu rahatsızlık kişilerin yaşam kalitesini bozacak düzeye gelebilir. Özellikle kontakt lens kullanımında buna çok dikkat etmek gerekir. Kontakt lens kullanıcıları kornealarını ve gözyaşı durumunu mutlaka doktorlarına belirli aralıklarla kontrol ettirtmelidir. Kuruluğun sebeplerinden biri de yaşın ilerlemesidir. Kadınlarda menopoz sonrası sıkça görülür. Okurken ya da bilgisayarda çalışırken göz kırpma sayısı azalır gözleri daha uzun süre açık tutarız buda göz kuruluğuna sebep olur. Gözümüzü rahatlatmak için, belirli aralıklarla gözleri dinlendirme ve kırpıştırma hareketleri yapmamız gerekir.
Belirtileri:
Yanma, batma, kumlanma, kızarma, aşırı yaşarma, zaman zaman ağrı... Özellikle, okuma, TV izleme, akıllı telefonlara fazla bakma veya bilgisayarda çalıştıktan sonra artan bir rahatsızlıktır.
Op. Dr. Sinan Göker ve ekibi ülkemizde yeni uygulamaya başladıkları bir teknikle, 10’ar dakikalık bir lazer uygulaması sonucu toplam 4 seansta göz kuruluğunda kalıcı bir iyileşme sağlanabildiğini belirtiyorlar. Bu lazer tekniği ile kirpik dibindeki gözyaşına yağ salgılayan bezler harekete geçirilerek kurulukla mücadele edilyor.
Dr. Göker, “Göz kuruluğunun tam olarak tedavisinin bulunmadığını belirterek, bu zamana kadar bazı ilaçlar ve silikon tıpa (punktum plak) gibi uygulamalarla bir miktar rahatlama sağlanabiliyordu. Kuru gözlerde özellikle hastalarda miyop lazer tedavisi uygulaması da zorlaşıyordu. Yeni uygulamaya başladığımız bu lazer tekniği sayesinde artık göz kuruluğunda kalıcı bir iyileşme sağlanabiliyor” dedi.
Kuru göz sendromu tanısında hastanın gözyaşı miktarı ve kalitesi, kirpik dipleri hijyeni, kornea yüzeyi değerlendirilir. Öncelikle varsa göz kuruluğunu yaratan nedenin ortadan kaldırılması yönünde tedavi planlanır. Göz kuruluğuna sebep olabilecek sistemik hastalıklar tedavi edilmelidir. Romatolojik hastalıklar en başta gelen sistemik hastalıklardır.
Göz kapağı bozuklukları da sıklıkla göz kuruluğuna neden olabilmektedir. Özellikle uyurken gözü açık kalanlarda göz kuruluğu olabilir.
Gözyaşı eksikse ya damlalarla gözyaşı eksikliği giderilir ya da gözyaşının kornea yüzeyinde daha fazla kalmasına yönelik gözyaşı kanalı tıkaçları kullanılır.
Kuru göz sendromundan korunmak için;
Düzenli göz muayenesi, bol su içmek, omega 3 içeren besinler tüketmek, klimalı veya kuru ortamlarda uzun süre kalmamak, rüzgarda koruyucu gözlük kullanmak, aşırı sigara dumanı olan ortamlarda bulunmamak ve sürekli kontakt lens kullanımdan kaçınmak önerilir.
Kuru gözün tedavisinde en sık suni gözyaşı damlaları, jel ve pomadlar kullanılır. Punktum plak denilen tıkaçlarla gözyaşının buruna aktığı kanalın deliğini kapatarak göz yüzeyinde kalan gözyaşı miktarını arttırılabilir. Son olarak uyguladığımız lazer yöntemi ise en etkili sonuç aldığımız tedavilerdendir.