Keratokonus Tedavileri
Keratokonus genellikle her iki gözü etkileyen ve sıklıkla da asimetrik, enflamatuar olmayan, kornea doku bozulması, dikleşmesi, kornea tepesinin incelmesi ve öne çıkması ile karakterize kornea hastalığıdır. Enflamatuar olmaması sebebi ile korneada iltihaplanma veya damarlanma olmaz. Keratokonus yunancadan kornea (kerato) ve tepe (conus) kelimelerinden oluşmuştur. Korneanın bu yapısal bozukluğu, görme kalitesini bozan irreguler astigmatizm ve miyopi ile sonuçlanmaktadır. Keratokonusun başlangıcı kademelidir ve genellikle belirtiler genç yaşlarda ortaya çıkar. Genellikle başlangıç yaşı 15-17'dir. Çoğunlukla bilateral fakat asimetrik seyir gösterse de (bir göz daha fazla etkilenir) başlangıç vakalarda tek gözde de bulanabilir.
Hastalık tipik olarak yıllarca ilerleme gösterir daha sonra sonra ise stabilize olur. Keratokonus genellikle 30'lu veya 40'lı yıllarda duraklama gösterse de her hangi bir yaşta başlama, ilerleme veya duraklama gösterebilir. Başlangıçta görme gözlük veya yumuşak lenslerle düzeltilebilsede hastaların büyük kısmı yeterli görme düzeyine ulaşmak için sert, gaz geçirgen kontak lenslere ihtiyaç duyar. Bu hastaların yaklaşık %20'inde ilerleme devam eder ve kornea nakline ihtiyaç duyulur.
Görülme Sıklığı
Keratokonusun kademeli başlangıç göstermesi ve hafif vakaların genellikle teşhis edilmemesi gerçek sıklığın tahmin edilmesini zorlaştırmaktadır. Keratokonusun sıklığı bölgelere göre değişim gösterse de en sağlam veriler Amerika Birleşik Devletleri'nde mevcuttur ve tahmin edilen sıklık 100 000 insanda 54.5 dir. Yani 100 000 sağlıklı populasyonun 54.5'inde keratonus gelişmektedir. Çalışmalarda bu oran 100 000'de 230'a kadar değismektedir. Bir çalışmada keratokonusun erkeklerde daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Gene erkelerde en sık ortaya çıkma yaşı 15 ve 24 arası kadınlarda ise 25 ve 34 arası olduğu gösterilmiştir. Ancak Ortadoğu ve Türkiye'yi de içine alan coğrafi alanda keratokonusa daha sık rastlanılmaktadır. Bu coğrafi bölgede keratokonusa eşlik edebilen alerjik göz hastalıklarına da daha sık rastlanılmaktadır.
Risk Faktörleri
Genetik ve mikro travmalar sorumlu tutulmaktadır (Tablo 1 ve 2). Aynı zamanda bu hastalarda kornea dahilinde enflamasyon ve doku tahribatından sorumlu enzimlerin fazla olduğu veya bu enzimlerin etkisini önleyen koruyucu enzimlerin az veya yok olduğu bildirilmiştir. Böyle tahrip edici radikallerin güneş ışığı veya göz ovuşturma ile arttığı gösterilmiştir. Keratokonus hastalarında göz ovuşturma alışkanlığının sık olduğu bilinmektedir. Atopik (Saman nezlesi, astma, ürtiker ve egzema gibi hastalıklara ait bir kavram) hastalarda keratokonusa daha sık rastlanılmaktadır. Kronik göz ovuşturma keratakonusla bağlantılı bulunulmuş ve hastalığın alevlenmesine sebep olabilmektedir. Özellikle çocukluk yaşlarında sık sık göz ovuşturulması ebeveynler tarafindan fark edilmeli ve alerjik göz hastalığı-saman nezlesi açısından göz hekimi tarafından muayene edilmelidir. Zamanında yapılan önlemler keratokonus gelişimini önler veya şiddetlenmesnin karşısını alar. Bazı sistemik hastalıklarla birliktelik bildirilmiştir.
Pozitif aile hikayesi %6-%23 olarak bildirilmiştir. Aslında hafif keratokonus vakalarının çoğunlukla aile fertleri arasında tespit edilmemiş olması, gerçek kalıtım sıklığını eksik göstermektedir. Bu sebeple keratokonus saptanması halinde diğer aile fertlerininde keratokonus taramasından geçmesi gerekmektedir.
Tablo1. Risk faktorleri
Kontak lens |
Göz ovuşturma |
Atopi |
Leber konjenital amorozisi |
Mitral Valv Prolapsusu |
Pozitif Aile Hikayesi |
Tablo 2.
Normal | Keratokonus | |
Göz Ovuşturma | %58 | %80 |
Pozitif Aile Hikayesi | %0.05 | %10 |
Belirtiler
Belirtiler cok değişkendir ve hastalığın derecesine bağlıdır. Baslangıç evrelerde çoğunlukla hiç bir bulgu yoktur. Bu dönemlerde tanı ya tesadüfen kornea haritası çekilirken (Topografi) yada göz numaralarında oynamalar, hastanın uyumsuz göz numaralarının ortaya çıkması, görmenin azalması, baş ağrısının olması ve tasihle tam görememesi gibi sebepleri araştırırken ortaya çıkmaktadır. İleri vakalarda görmede belirgin çarpıklık ve derin görme kaybı gelişmektedir.
Ancak hiç bir zaman tam körlük gelişmez. Genellikle hafif keratokonus vakalarında her hangi bir belirtiye rastlanılmaz. Orta ve ileri derece keratokonus vakalarında göz hekimi aşağıdaki kornea bulgularına rastlayabilir.
Koni biçiminde öne çıkma
İlerlemiş keratokonuslarda bu görünüm biomikroskopla veya hasta aşağı bakarken çıplak gözle kolaylıkla fark edilmektedir (Munson işareti).
İncelme
Demir birikintileri
Vogt çizgileri (Derin korneada vertikal çizgiler)
Skarlaşma (Apikal skar)
Keratokonuslu gözde çarpık görme. |
Munson işareti |
Korneada incelme ve öne çıkma (Pentacam görüntüsü) |
Kornea merkezinde skar |
Bazen aşırı dikleşme ve incelme kornea derin katlarında çatlama ve göz içi sıvısının kornea içine girmesi ve ödem sonucunda şişmiş ve bulanık kornea oluşumuna sebep olmaktadır (Hidrops bak Sekil ). Ödem haftalar veya aylarca sürebilmekte ve yerine skar bırakarak kaybolmaktadir. Korneal hidrops keratoplasti icin bir endikasyon oluşturmaz, hatta ortaya çıkmış skar korneayı duzleştirerek kontakt lens kullanımını kolaylaştırabilmektedir.
Hidrops |
Keratokonus olgusunda topografik görünüm |
Tanı
En erken dönemlerde bile tanı topografi (kornea haritası) ile kolaylıkla konulmaktadır.
Ayırıcı Tanı
Keratokonus korneanın diğer incelme ile kendini gösteren ektatik hastalıklardan ayırımı yapılmalıdır. Diğerierinden farklı olarak keratokonusta kornea incelmesi ve dikleşmesi merkezdedir. Bunlar pellusid marjinal dejenerasyon, Terrien marjinal dejenerasyonu ve keratoglobustur. Bazen kontak lens kullanımı sonrası lense bağlı korneada ortaya çıkabilecek düzensizliklerde ( Contact lens warpage) yanlışlıkla keratokonusla karıştırılabilmektedir.
|
||||
Pellusid marjinal dejenerasyon |
Terrien's marginal degeneration |
Topografideki düzensizliğin KL'e ara verildikten sonra düzeldiği görülüyor |
Tedavi
Tedavi hastalığın derecesine bağlı olarak değişmektedir. Önce mikrotravmalara ve göz ovuşturmalarına sebebiyet verecek allerjik konjunktivit, kuru göz gibi altta yatan göz bozuklukları tedavi edilmelidir. Hastaların göz ovuşturmaları önlenmelidir. Allerjik göz lens toleransını da düşürmektedir.
Sert kontakt lensler tedavide başlıca basamaktır. Çok erken dönemlerde gözlük görme bozukluğunun düzeltilmesinde yeterli olsada hastalığın ilerlemesi ile ortaya çıkan duzensiz astigmatı düzeltmede sert lenslere ihtiyaç duyulur. Genellikle hastaların büyük çoğunluğu sert lenslerden fayda görür. Ancak keratokonuslarda kontakt lens ayarlama karmaşıktır. Genellikle hastalar zaman içinde sert lenslere alışabilmektedir.
Sert lenslere bağlı ciddi komplikasyonlar azdır. Karşılaşılan sorunlar; kornea abrazyonu (aşınma), apikal skar (kornea merkezinde iz), damarlanma, lense bağlı rahatsızlık ve lensin yeterli sürede kornea üzerinde durmamasıdır. Kontakt lenslerin doğru ayarlanması önemlidir, aksi takdirde kornea da tahribat ve keratokonusta ilerleme olmaktadır.
Topografideki düzensizliğin KL'e ara verildikten sonra düzeldiği görülüyor |
Uzun süreli lens kullanımına bağlı limbal yetersizlik |